Written by admin

Su Arıtma Cihazını Alırken Nelere Dikkat Etmeliyim?

Su arıtma cihazınızı aldığınız firmaya ait ürün ve teknik servis sertifikalarını muhakkak sorgulayınız. Piyasada dolaşan ucuz ancak sağlıksız su arıtma cihazları sizi sağlığınızdan edebilir. Arıtma cihazında kullanılan malzemelerin kalitesi, montaj işçiliği ve ürün garantisi çok önemlidir. Su arıtma cihazlarında kullanılan filtrelerin sağlık belgesine sahip olup olmadığını kontrol ediniz.

Su arıtma cihazınızın Yetkili Satıcı tarafından RESMİ OLARAK Garanti belgesine sahip olup olmadığını sorgulayınız. Su arıtma cihazını aldığınız firmanın HİZMET YETERLİLİK, YERİNDE MONTAJ VE SERVİS sertifikası olup olmadığını sorgulayınız. Su sağlıktır, sağlığınızı SUDAN KİŞİLERE TESLİM ETMEYİN.

Satıcınız güvenilir mi? Uzun yıllar sağlıklı bir şekilde kullanmak umuduyla aldığınız cihaz için teknik destek, sarf ve yedek parça temini konularında sıkıntı yaşatmayacak unvanı ve adresi belli firmaları tercih etmenizde yarar var. Unutmayın ki desteksiz iddialarla kapıdan veya internet gibi ortamlardan satış yapan, yeri yurdu belli olmayan kişi ya da sanal firmalardan alacağınız cihazlardaki herhangi bir problemde karşınızda sorumlu bir muhatap bulma imkânınız olmayacaktır.

Written by admin

Alkali Suyun Faydaları Nelerdir?

Alkali suların PH seviyesi 7-9 arasındadır. MTM evsel su arıtma cihazlarında kullanılan filtrasyon sistemi sayesinde,suyunuz her daim alkalitesi yüksek biçimde sizin için taze üretilmektedir. Alkali su,vucudunuzda antioksidan etkiye sahiptir. Alkali su size enerji,zindelik verdiği gibi zayıflamanıza yada formda kalmanıza da katkıda bulunur.

Alkali su vucuttaki asidik artıkların kolayca dışarı atılmasını sağlar. Alkali su vucudunuzda bulunan serbest haldeki radikalleri nötr eder. MTM evsel su arıtma sistemleri, alkalitesi yüksek içme suyu üretimi sağladığı için sağlık açısından da içme ve kullanma suyuna uygundur.

Written by admin

İçme Suyumun PH Kaç Olmalıdır?

Suyunuzun asidik veya bazik durumunu gösteren ölçü brimidir. Suyunuzun PH seviyesi  6,5 altındaysa asidik, 6,5 üzerinde ise bazik sudur. Düşük PH’lı sular gerek insani tüketim gerek kullanma suyu olsun aşındırıcı bir yapıya sahiptir. Yüksek PH’lı sular ise gerek insani tüketim ister kullanma suyu olsun taş yapma özelliğine sahiptir.

İnsani tüketime uygun suların PH seviyesi 6,5-9 PH seviyesine sahip olması gerekmektedir. MTM su arıtma cihazları Alkali filtrasyon özelliği sayesinde PH seviyesi insan sağlığına uygun olan ve güvenli tüketebileceğiniz su üretimine olanak sağlar.

Written by admin

İçme Suyumun Tadı Nasıl Olmalıdır?

Suyunuzun tadı, sizin damak zevkinizi etkiler. Suyunuza tad veren Aktif Karbon Teknolojisidir. İçme suyunuzda fazla bulunan klor, demir, mangan, potasyum, klorür gibi maddelerin alımı MTM Evsel su arıtma cihazlarında bulunan Aktif Karbon prosesiyle yapılır. Ve siz MTM evsel su arıtma cihazlarından,güvenli ve kaiteli su içenin keyfine varırsınız.

H2O; mineral, organik veya inorganik madde, mikroorganizma içermeyen bir sıvıdır, çözücüdür. Su içerisinde bulunan oksijeni tükettikleri gibi parçalanmaları sonucu ortama salınan artık maddeler nedeniyle de tat değişikliğine neden olabilirler. Yine fazla sayıdaki mikroorganizma, mineral içeriğin fazla veya az olması, algler suyun tadının farklı algılanmasına neden olabilir.

Written by admin

İçme Suyum Bulanık, Sebebi Ne olabilir?

Eğer içme suyunuz bulanık akıyorsa,henüz MTM su arıtma cihazlarıyla tanışmamışsınız demektir.Çünkü suyunuzun bulanık olmasının nedeni, askıda kalan maddeler, micron olarak sizin gözle göremeyeceğiniz tortular,suyun içersinde bulunan kum, kil, silis, kalsiyum bikarbonat, demir, mangan, sülfür gibi maddeler olabilir.

Bakteri miktarının fazla olmasıda suyun bulanıklığını arttırır. MTM evsel su arıtma cihazlarında kullanılan filtrasyon sistemi sizi bütün bu sorunlardan kurtarır.Ve size kaliteli içme suyu üretimini sağlar. MTM evsel su aıtma cihazlarında kullanılan filtreler Sağlık Standartlarına Uygunluk Kalite Belgesi ile size sağlıklı içme suyu sağlar. Ve sizde güvenli su içmenin keyfine varırsınız.

Written by admin

İçme Suyunun Kokma Nedenleri

Suyun doğal hali kokusuzdur. İster içme suyu ister kullanma suyu olsun suda koku olmaması gerekmektedir. Suda bulunan koku bir çok neden bağlıdır.Organik maddeler, suda üremiş canlı mikroorganizmalar, demir, mangan ve su geçiş hatları üzerinde oluşan yıpranmaya bağlı metalik ürünler, gazlar, organik ve inorganik maddelerdir.

MTM su arıtma cihazlarında bulunan Aktif Karbon Teknolojisi içmiş olduğunuz suyun içersinde  inorganik ve organik mikroorganizma üremesini engeller. MTM evsel su arıtma cihazlarından çıkan arıtılmış suyunuzu rahatlıkla kokusuz ve lezzetli biçimde tüketmenizi sağlar.

Written by admin

İçme Ve Kullanma Suyunun Sınıflandırılması

Doğada oluşan ve çıktığı noktadan sürekli akan veya insan müdahalesiyle uygun koşullarda çıkartılan sular,Sağlık Bakanlığınca uygun görülen su arıtma aşamalarından geçen ve parametlerin suyun kalitesine göre eksiltilen veya arttırılan sulardır. MTM evsel su arıtma cihazlarıyla,ihtiyacınıza uygun arıtma teknikleriyle ister içme, isterseniz kullanma suyu üretiminizi siz yapabilirisiniz. Bunun için gerekli olan suyunuz analizi ve gerçekte suyunuzda ihtiyaç duyulan arıtım aşamalarıdır.

MTM evsel arıtma cihazları ve kullanma suyu su arıtma cihazları,suyun kalitesine göre; dezenfeksiyon, filtrasyon, çöktürme, koku giderimi,tat ve benzeri işlemleri insan müdahalesine kalmaksızın otomatik şekilde MTM su arıtma cihazlarıyla yapabilirsiniz.

Written by admin

Kullandığınız Suyun Kirlenme Sebepleri

Eskiyen ve sağlığa uygun olmayan malzemeden yapılmış borular, kullanma ve içme suyu şebekesinde su kaçaklarına,kullanma ve  içme suyunun içine çamur ve kanalizasyon suyunun karışmasına neden olur.Buda kullanma ve içme suyunuzun kalitesinin düşmesine ve kirlenmesine neden olur.

Tesislerde standartlara uygun hale getirilen su, uygun borularla binaların girişine kadar getirilir; ancak, binaların su tesisatı uygun değilse suya, kirletici unsurlar karışır. Ayrıca şehir şebekesi ile kullanım alanlarına ulaşan su, burada kullanıcıya ait depolarda muhtemel su kesintisine karşı bekletilir. Suyun bekletildiği bu depoların bakımı düzenli olarak yapılmaz ise su içindeki organik ve inorganik maddeler çökerek tortu oluşumuna neden olur.Oluşan bu tortu, mikroorganizmaların üremesi için uygun bir ortam meydana getirir ve suyunuzun kalitesi bozulur.Bu yüzden gerek kullanma gerek içme suyu olsun depolarınızın temizliğini düzenli olarak yapmanız gerekmektedir.

Ayrıca,yaşam alanınızda,içme suyunuzu saklanma biçimi de (Plastik damacana,ağzı açık saklama kapları v.b)mikroorganizma üremesine uygun şartlar sağlamaktadır. MTM evsel su arıtma cihazlarıyla,bu tip sağlıksız koşulları hayatınızdan çıkartırsınız.İçme suyunuz her zaman taze ve içme suyu standartlarına uygun bir biçimde tüketiminize hazırdır. MTM evsel su arıtma cihazlarında kullanılan depolama tankı (Sağlık standartlarına uygunluk Belgesi) sertifikasına sahip olup,her su tüketiminizde tükettiğiniz kadar suyu proses tekrar üretip tanka dolumu nu sağlar.Sizde MTM su arıtma cihazlarının sağladığı konforla sağlıksız su tüketiminden kurtulursunuz.

Written by admin

Sağlığınız İçin Bol Bol Su İçin!

İnsan vücudunun su içeriği yaşa ve cinsiyete göre %42 ile %71 arasında değişiyor. Çocukların vücudunun su oranı yüksekken, yaş ilerledikçe suyun yerini yağ almaya başlıyor. Yetişkin insan vücudunun ortalama %59’unu su oluşturuyor. Bir yetişkin günde ortalama 10 bardak su kaybediyor ve bu kaybedilen suyun yerine konması gerekiyor. Günlük tüketilen 8-12 bardak su, sıvı ihtiyacımızı karşılıyor.

“Sağlığınız İçin Bol Bol Su İçin!”

Suyun yaşamımızda çok önemli bir yeri olmasına karşın, su içme kültürüne sahip olunmadığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, suyun vücudumuzdaki işlevlerini şöyle anlatıyor: “Hem kendimiz hem de çocuklarımız için su içme kültürü kazanmalıyız. Yediğimiz besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınması; hücrelerin, dokuların organ ve sistemlerin çalışması, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması; vücut ısısının denetiminin sağlanması; eklemlerin kayganlığının sağlanması; çeşitli biyokimyasal olayların oluşması suyun sayesinde olmaktadır. Sabah kalktığınızda ilk yapmanız gereken işlerin başında iki bardak su içmek olmalıdır.”

Kilo kontrolü için, yemekten önce su tüketin

Suyun kilo kontrolünde de çok önemli bir rolü olduğunu vurgulayan Demir,  yemeklerden önce su içmenin erken tokluk hissi duyulmasını sağladığını söylüyor. Su iştahı bastırıyor ve bedenin depolanmış yağlarını metabolize etmesine yardımcı oluyor. Çağatay Demir, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Araştırmalar göstermiştir ki alınan su miktarı azalınca vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlamaktadır. Su, kilo kaybetmek ve bir daha almamak için ideal bir alternatiftir. Çoğu insanın suyun değerini önemsememesine rağmen sürekli kilo kaybı için öncelikli formül sudur. Kilolu bireylerin daha çok suya ihtiyacı vardır. Çünkü bu bireylerin metabolik yükleri fazladır. Yağların kullanılmasında suyun özel bir yeri olması nedeniyle kilolu bireyler suya çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Kilolu bir kişi her 12 kilo fazlası için bir bardak daha fazla su içmelidir. Eğer egzersiz yapılıyorsa ya da hava sıcak veya kuru ise yine tüketilen su miktarı artırılmalıdır. İdrarınızı yaptıktan sonra, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için bir bardak su içmelisiniz.”Su içerken soğuk suyun tercih edilmesi gerektiğini belirten Demir, soğuk suyun bedende daha çabuk yayıldığını ve kana daha hızlı karıştığını söyledi.

Written by admin

Sağlıklı Beslenme İçin Öneriler

Sağlıklı beslenebilmek ve sağlıklı yaşayabilmek için 10 altın öğüt

  1. Beslenmenizden zevk alın.
  2. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterin.
  3. Beslenmenizde tam tahıllara yeterince yer verin.
  4. Bol miktarda sebze ve meyve yiyin.
  5. Yağ tüketimini azaltın.
  6. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin.
  7. Daha az tuz tüketin.
  8. Bol su için.
  9. Hareketli olun, sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun.
  10. Düzenli beslenin, kahvaltıyı ihmal etmeyin.

Yeterli ve dengeli beslenme ile ilgili temel ilkeler

  1. Günlük enerji alımınıza özen gösterin. Enerjinin fazla alınması şişmanlığa, az alınması zayıflığa, yetersiz beslenmeye neden olur. Bunun için yediğiniz besinlerin miktarlarını ve hareketlerinizi gözden geçirin.
  2. Düzenli beslenin. Günlük beslenmenizi ortalama 4–6 öğün olacak şekilde planlayın. Üçten az sayıda öğün yetersiz beslenmenize, altıdan fazla öğün ise sık atıştırmalar nedeniyle şişmanlığa yol açabilir.
  3. Günde 2–3 litre (10–15 su bardağı) sıvı tüketmeye gayret edin. Bunun için su, yeşil-siyah çay, ıhlamur, kuşburnu, ada çayı, karışık çay, sütlü neskafe, sıcak-soğuk limonata, ayran, kefir, soda, boza, salep, çorba, şalgam vb. içecekler tüketilebilir.
  4. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterin. Çünkü vücudun karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller ve su olarak sınıflandırılan 50’ye yakın türde besin ögesine gereksinimi vardır. Tek bir besin ile tüm bu ögeleri sağlamak mümkün değildir.Örneğin; süt esas olarak kalsiyumdan, et demirden, sebzeler ve meyveler lif ve vitaminlerden, bulgur B1, B2 vitaminlerinden zengindir.
  5. Ekmekte doğal (beyazlatılmamış, kepeği ayrılmamış) undan yapılanları tercih edin. Çünkü doğal un ve ondan yapılan ekmek, makarna, erişte gibi besinler pek çok vitamin, mineral ve lifi doğal olmayanlara göre yüksek düzeylerde içerirler. Bu özellikleri ile kalp-damar hastalıkları, şişmanlık, kabızlık ve kansere karşı koruyucudurlar. Bulgur da doğal bir tahıl ürünüdür. Sık tüketilmelidir.
  6. Bol miktarda sebze ve meyve yiyin. Meyveler, özellikle de sebzeler düşük kalori içerdiklerinden dolayı şişmanlıktan, zengin lif içeriklerinden dolayı kabızlık ve kanser dâhil birçok bağırsak hastalıklarından, pek çok çeşitteki aktif öğe içerdiklerinden dolayı da yine bazı kanser türleri, kalp-damar hastalıklarından korurlar. Bu nedenle her gün 2–3 orta boy meyve, 3–4 porsiyon pişmiş ya da çiğ sebze tüketin. Özellikle yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı renkli olanlarını tercih edin. Örneğin: koyu yeşil yapraklı sebzeler, havuç, kayısı, turunçgiller, böğürtlen, ahududu, kızılcık, kırmızılahana, kırmızıbiber, kırmızı pancar, brokoli, domates, siyah üzüm.
  7. Sebze ve meyvelerin mevsiminde üretilenlerini tercih edin. Örneğin yazın domatesi, karpuzu, kışın havucu, portakalı tüketin.
  8. Yağ tüketiminizi azaltın. Yemeklerinizde katı yağ yerine zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği, mısırözü, kanola gibi sıvı yağları kullanmaya çalışın. Yemeklerinizi pişirirken kızartmalardan kaçının. Çünkü kızartma sırasında yüksek ısıda sürekli yanan yağların kanser oluşturma riski yüksektir.
  9. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin. Şeker vücuda sadece kalori verir. Fazla tüketildiğinde şişmanlığa ve diş çürümesine neden olur.
  10. Tuz tüketiminizi gözden geçirin. Tuzun fazla tüketilmesi ileri dönemde yüksek tansiyona yol açabilir. Bu nedenle tuzluğu masadan uzak tutun. Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin. Yemeklerin tadını tuz yerine baharatlarla zenginleştirin.

Unutmayın ki, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşama konusunda yapılan bu öneriler, sadece sizin için değil, kardeşleriniz, anne-babalarınız, aile çevreniz, arkadaş ve dostlarınız için diğer bir deyişle tüm toplumun sağlığı için önemlidir.

1 2